DEADLETTER: 5 Aralık 2024 İstanbul Konseri
- Thanks For The Memories
- 11 Ara 2024
- 2 dakikada okunur
İngilizleri ve müziğini bir günde sevmedik ama size bir günde bayıldık. Bu yazının konusu DEADLETTER.

Önümüzde Yorkshire'dan çıkıp İstanbul konserine kadar uzanan şimdilik kısa ama hızla yükseleceği aşikâr bir kariyer mevcut. Dengesiz ritimler, karanlık ama biraz da neşeli gibi bir müzik çocukluk arkadaşlarını bir arada tutmayı başarmış ve bizler de canlı izleyebilme şansına ulaşmışız. (Yüzyıllar sonra dağılırlarsa bilemem, yakın tarihte olmasın lütfen.)
5 Aralık'ta Babylon'da sahneye çıkan ekip 2020 yılında çıkardıkları tekli ile kendilerini duyuruyorlar. İşler çok iyi ilerlemiş olacak ki Placebo'nun önünde sahne almaya kadar gelmiş bile. (2022 yılında oluyor bunlar.)
Hadi hemen konser akşamına gelelim, öncesinde Yangın'ın fena olmayan sahnesiyle (daha iyi canlı performanslarını görmüştük - bknz: squid öncesi) ısınma turumuzu tamamladıktan sonra sahne DEADLETTER'ın.
Bir kere bakınca başka bir yere odaklanmanıza müsaade etmeyecek coşku ve dolulukta bir konser deneyimi sunuyor DEADLETTER.
Saksafon, müziklerinin elbette en can alıcı noktalarından biri. Yaratmak istedikleri müziğin atmosferini bozmadan kendi rengini de neşesini de iç karanlığını da dahil edebilmesi, özgürleştirici bir sound yaratmış diyebiliriz.
Şarkılara şöyle bir bakacak olursak; konserde de dinlediğimiz şarkılardan Binge, huzursuz hissettirmeyi başarıyor. Sokaklardan gelen bir uğultu gibi adeta.
Magdes Declaration, çok fazla britpop şarkısını anımsatmasıyla biraz eski ama yine de geçerliliğini korur bir havada karşımızda.
Bir bakınız; More Heat!, bygones, mere mortal, credit to treason, hysterical strength yine konserde çalan şahane parçalarından bazıları.
Grubun vokali Zac Lawrance'ın konser boyunca birkaç kez izleyicinin arasına inip şarkılarını söylemesi dinleyicisiyle bağlantı kurmayı seven onlara izlenebilir bir şov vermek isteyen bir grup olduklarının göstergesi gibiydi. Bir albüm ya da tekli sonrası isimlerini fazlaca duyacağız hissinin tüm konser sürmesi de bu yüzdendir sanıyorum.
Bir daha bu kadar kolay ulaşamayacağız kendilerine, burada olanlar olarak şanslıyız keyfini çıkaralım gibi duygularla dolup taştığımız bir konser istek değil ihtiyaçtı ve sayelerinde bulduk.
İnsanlığın varoluşu, varoluşun yok oluşu hep birlikte günahkâr bir şehirdeyiz, her şey üzerimize yıkılacak dans edebiliriz. İşte bu hislerin hepsini yaşatabilen bir grup DEADLETTER.
"I got shoes, but no soul"
Selin.
Comments